Moğol İmparatorluğu'nun Genişleme Süreci



Moğollar, Xixia(Şimdiki Çin’in illerinden Gansu ve Ningxia) daki Tangut Krallığı’nı 1209 yılında fethederek, Moğolistan’ın ilerisine kadar hızlı bir şekilde genişledi. 1211 yılında Cengiz Han Kuzey Çin de bulunan Jin İmparatorluğu’nu da işgal etti.(1125-1234). Bu savaşların akınları başlamasına rağmen, Moğolların bölgeyi muhafaza etmedeki başarıları arttıkça, direnmenin azalmasıyla Moğollar yağma yapıyorlardı. Moğolların baş döndürücü zaferler kazanması ve Jin İmparatorluğu’nun büyük bölümünü 1216 yılında fethetmesine rağmen, Moğolların Jin’e karşı rekabeti Cengiz Han’ın ölümünden sonraki 7. yıl olan 1234 yılına kadar devam etti.

Moğolların Merkez Asya’daki genişlemesi 1209 yılında başladı. Moğollar, Moğolistan’da güç kazanmak için, Cengiz Han’ın ilerlemesine karşı çıkan kabile liderlerini üzerine yürüdüler. Bu yüzden Cengiz Han’ın otoritesi orada bir tehdit oluşturdu. Moğollar zaferleri ile yeni bölgelere ilerlediler. Tarim Havza’sındaki Uygurlar gibi daha küçük yönetimler, derebeyliklerde olduğu gibi Cengiz Han’ın korumasını istediler. Sonunda Moğollar kendilerini büyük bir imparatorlığun içinde buldular. Şimdi sadece Çin devletlerine değil aynı zamanda Merkez Asya’nın belirli kısımlarına dağılmış olan Afganistan, İran ve modern Irak’ın bir kısmı olan Khwarazmian İmparatorluğu dahil olmak üzere İslam dünyasına sınır oldular.

Başlarda Cengiz Han Khwarazmian Devleti ile barışçıl ticari ilişkiler kurmaya çalıştı. Bu ticari ilişki, bir Khwarazmian şehri sınırı olan Otrar’ın yöneticisi, Moğollara ait olan bir kafileyi katletmesi ile birdenbire son buldu.Bu konuyu çözmek için diplomatik ilişkiler başarısız olduktan sonra, Cengiz Han öncü bir kuvvet alarak Kuzey Çin’den ayrıldı ve 1218’de Khwarazmianların üzerine yürüdü.
Otrar ele geçirildikten sonra, Cengiz Han ordusunu böldü ve Khwarazmian İmparatorluğu’nun birkaç bölgesini vurdu. Şehrin savunulmasına bir girişimde bulunmamaları için, Cengiz Han daha fazla ordusunu alarak imparatorluğa yayıldı. Muhammad Khwarazmshah II Moğolların sürekli hareketli ordusu ile daha fazla rekabet edemedi. Müslüman toplumu için yenilgi basit bir askeri fetihti; tanrı onları terketmiş gibi görünüyordu. Ayrıca, Moğollar bu fikri iyice ilerlettiler. Bukhara yakalandıktan sonra, Cengiz Han cuma günü camide kürsüye çıktı ve şöyle dedi:
Ey insanlar, sizin büyük günahlar işlediğinizi ve hatta bu işlediğiniz günahlar arasında en büyük günahlar olduğunu biliyorum. Bu söylediklerimin ispatı ne diye sorarsanız, “çünkü ben Allah’ın gazabıyım” diyebilirim. Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah beni sizin üzerinize bir ceza oalrak göndermezdi.

Bu arada Muhammad II, Moğol güçlerinin kovalamasından kaçarken şehirlerini birer birer birer kaybettiğini görüyordu. Muhammad II, başarılı bir şekilde ordudan sıyrılarak Hazar Denizi’nde bulunan bir adaya kaçtı. Bu kaçtığı adada da kısa süre sonra dizanteriden öldü. Muhammad II’nin oğlu Jalal al-Din(d. 1230) Afganistan’da imparatorluğu toplamaya teşebbüs etse de, Cengiz Han onu da Indus Nehri’nin yakınlarında 1221 yılında yendi. Jalal al-Din Hindistan’a zorla kaçabildi.

Khwarazmian İmparatorluğu’nun artık tamamen topraklarını katma vakti gelmişti fakat Cengiz Han, Amu Darya’nın sadece kuzey bölgesinde durdu, daha fazla ilerlemedi. Moğol lideri Merkez Asya’da Xixia’da çıkan isyanı bastırmak üzere Cengiz Han Moğolistan’a geri döndü. Ordusu dinlendikten sonra Cengiz Han Xixia’yı 1227 yılında istila etti ve Zhongxing’ın merkezini kuşatma altına aldı. Kuşatmalar boyunca Cengiz Han avlanırken atından düşerek yaralandı ve öldü. O oğullarına ve ordusuna Xixia’ya karşı savaşa devam etmelerini emretti. Ayrıca Cengiz Han hasta yatağında yemeğini yerken oğullarına şöyle görev vermişti. “Siz Tang'ut'un öldürülmesi ve yıkılması üzerine konuşmalı, onlar için 'sakat ve uysallar, fazlası değiller' demelisiniz.''

Moğolların genişlemesinin sebebi, Cengiz Han’ın orduyu organize etmesidir. Ordu orta çağda olamayacak kadar iyi bir düzendeydi ve iyi savaşıyordu. Bu yüzden bu düzen her yere yayıldı. Aslında ordu günümüzün birçok modern ordusuyla birçok cephe ve birlik üzerinde aynı şekilde yönetildi, fakat koordineli bir çalışmayla yürütüldü. Ayrıca, Moğollar tüm savaş çeşitlerinde savaştılar. Önemli olan tek sonuç, oyun ve hileler dahil gerekli olan tüm çareler sayesinde düşmanların bozguna uğramasıdır. Ünlü gezgin, Marco Polo gözlemlerini şöyle aktarıyor: Gerçekte onlar, cesur ve yiğit askerlerdi ve alışılmış şekilde savaştılar. Ve anlıyoruz ki, düşmanlar Moğollar'ı kaçarken görünce savaşı kazandıklarını zannederler, gerçekte ise kaybetmişlerdir, Moğollar doğru zaman gelince geri döneceklerdir. Bu şekilde birçok savaş kazandılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder